.
İşte yanda Madeleine Kilisesi..
Paris beni ilk burada şaşırtmıştı; yaş 19, Paris'te bu kilisenin önündeyim.. İçimden bir ses içeri gir ve bir mum yak, dilek tut dedi; aslında o kadar çok koşuşturmacam da vardı ki.. Ama zaten o kadar görkemli bir kilisedir ki hikayesini de ayrı severim; işi gücü erteleyip içeri girdim.
Hiç unutmam o sırada o sessiz kilisenin içinde kulağımda yalnız benim duyabildigim bir melodi vardı; melodiyi hala hatırlarım ama adını vs bilmem ki hic başka yerde de dinlemedim..
İçimdeki sese kulak vererek; bir dilek tuttum; bir arkadaşım -hafif içimde kelebekler uçuşturan ama hiç dile dökülmemiş olan bir his, belki platonikti; yaşanmadan rafa kalktı :) -
o zamalar Paris'te yaşıyordu ; "o'nu gormek istiyorum" dedim ki çok düşük ihtimaldi yaz mevsimindeydik ve o okumak için oradaydı sadece..
Kiliseden çıktım; güzel bir arınma ve rahatlama duygusuyla; hemen günün akışına adapte olup atladım ilk metro'ya doğru St Michel..
O en çok sevdiğim sokaklardan birinde yürüken; orada tam karşımdaydı .. Dileğim sadece onu görmek üzerineydi; şansımı zorlamamam gerekiyordu ; çok uzun olmayan kestirme bakışlarla onu izledim; yalnızdı; yürüyordu; seslensem duyabilirdi, yanına gitsem eminim sarılıp bir kahve teklif ederdi.. Paris ki zaten güzel ; beni birden o bohem ruhuyla hapsine aldı ..
Bundan bir sonraki gidişimde ; yine Madeleine'e gittim; yine sadece bir dilek tuttum; ve o dileğim de gerçekleşti.. Hoş sonradan çok kızdım kendime o dileği tuttuğum için :)
Hala gidiyorum Madeleine'e ..
Dilek tutmaya değil sadece :) ne istediğimi bulmaya ..
Aşağıdaki en son Madeleine ziyareti sırasında i-phone ile çekilmiştir; 2011 ..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder