Tam sinema havasıydı ve saatime uyan tek bir film vardı.
Daha önceden önyargılıydım, sinemada bu ve benzeri Türk filmleri izlememeye.
Keza Issız Adam gibi bir filmi sinemada izleyip, salya sümük seslerinden tiksinsem de
toplu ağlama seansı yapmıştık.
İncir Reçeli 2 ,16:00 seansı lütfen demiştim bile!..
Filmin birincisini eve zoraki bağlanmış, bitkinlikten kıpırdayamadığım bir günde talihsizce ve tesadüfen izlemiştim. Youtube'da çıkan reklamlar kahrolsun!
Ağla ağla içim dışıma çıkmıştı.. Hoş ağlamak ne kelime böğürdüm hani.. Annem endişelenip 112'ye ihtiyacım olup olmadığına kadar sormuştu.
Bu filmin ikincisini sinemada izleme cesaretimden ötürü kendimle gurur duydum. Avuntu işte..
Biraz da dönemsel hani, yaraya tuz yerine reçel basıyım istedim!
Film tam bir hayal kırıklığı oldu, ağlamayı bırak sinir bozukluğu nedeniyle kıkır fıkır güldüm.
Fikrim geldi projesi!
Hem birinci çok tuttu hadi ikinciyi de çekelim projesi!
Zorlayalım bir senaryo hissiyatında!
Derken ciddi güzel betimlemeler ile özlü sözler, yeni quote'lar çıkarılacak bir iş olmuş.
Bu filmden cümleleri yakındır orada burada ezberleyene kadar görmüş olacağız.
Hoş buna lafım yok, çünkü cidden etkilendiğim, aa bu laf neden benim hiç aklıma gelmedi dediğim örnekler ve düşündürücü, helal be dedirten cümleler vardı. Yiğidi öldür hakkını ver!
Film bir nevi müzik ziyafetiydi ayrıca, klarnetin o muthiş sesi ve jazz bardaki muhteşem performans sahnesi!! Unutulmazlarından oldu.
Bir sinema ustası olmasam da, bugüne kadar izlediğim filmlerden ve sinemaya merakımdan olan bilgime azıcık güvenerek belirtmek isterim ki, bir dans sahnesi öyle çekilmez. Bir renk olmalı, aksiyonu seyircinin yüreğine sokmalı. Al kamerayı biraz aşağıdan biraz sağdan çek, olmaz! Açısız, ışıksız, efektsiz böyle bir sahneye dalınamaz. Amatörlüğüm adına özür dileyerek belirtmek istiyorum ki, o dansa yazık olmuş!
Bir de o köpeği takip ederkenki koşma sahnesi! Çok gereksiz olmuş, hadi olmuş bu kadar uzun tutmaya ne gerek var? Halil Sezai'nin oyunculuğu o noktaya kadar gayet güzel idare ederken, birden adamı benim gibi seyirciler karşısında utandırmaya ne gerek var! Aşık adamın çaresizliği ise bu sahne, bir bunlara karnımız tok, iki daha yaratıcı olunuz..
Ben senaryomu yazdım film mi çektim, ne haddime ama artık Türkiye'deki seyirci çok daha bilinçli, ve beklentiler daha yüksek!
Son söz, müzikler bir yana, filmde beni etkileyen bir de o ters ışık kullanımları oldu, özellikle sevişme sahnesindeki. Hımm bir de aklıma gelen ufak ama önemli bir ayrıntı, kızın kolundaki ve yüzündeki sivilcelerin saklanmamış olması detayı çok hoşuma gitti.
Her şeye rağmen, güzel bir pazardı, filmde ağlamadığım için mutluyum :) emeği geçen herkese teşekkürler..