14 Aralık 2012 Cuma

büyük ev ablukadaymış hayrini görünüZZZ

Hiç bilmediğim sadece adını duyduğum bir grubu dinlemeye gidiyordum.
Hava puslu, yağmur çamur da olmazsa olmaz misali. İzmir'de bir pazar akşamı!
İsmet İnönü'de konser ve salon ağzına kadar dolu.  Şaşırtıcı bir manzara.
Etrafımda sadece 90'lılar var, Z kuşağı arasında kalmış bir Y kuşağı insanı; ben.
Yine de atmosferden olsa gerek, kendimi on yedi hissediyorum, özetle orijinal bir pazar:

Karanlıkta üç kişiydiler ve "Konser başladı, hayrını görün" sözleriyle ilk kahkahlar geldi. Onlardan biri de bendim. İlk başta ne diyor bunlar derken sonra 'sözleri yakalayıp' gülmeye başladım, daha sonra nasıl bir isyandır bu müzik diye şaşırdım, iyice hoşlandım. Müziğe eşlik bile ettim hani ilk dinlememe rağmen.

Çok sevdim ben bu Z kuşağını. Özgürlükçü tipler, herkes kendi halinde, suya sabuna dokunmayacaklarmış gibi görünse de bu aslında onların sessizliğinin altında yatan 'gizli saygı' kavramlarından kaynaklanıyor. Fikirleri ve özgürlükleri uğruna savaşacak tipler Z'ler. Belli etmiyorlar ama öyleler. İnançlılar. Çok şey var bunlarda ama dediğim gibi 'gizli'sinden..

Gizliden gizliye saygıları, sevgileri, inançları, endişeleri. Gizliliği benimsemişler.

Ki konserde Z'ler ne zaman alkışlasa şu bizim Yalan Dünya'nın haylaz pasaklı çocuğu Orçun olarak bildiğimiz Bartu Küçükçağlayan, Seda Sayan'da mıyız bu ne alkışı,  "içinize atın" sözleriyle dikkati çekti. Bu deyimi bir iki kere kullandı ki kullanmasaydı da ben çoktan oraya odaklanmıştım.

Evet işte Z'ler de benden, Orçun da, Büyük Ev Ablukada da.. İçe atma konusunda. Ondan herşeyi gizli bu Z'lerin, hepsini içlerine atmışlar. Ben de sağlam atarım o içe. Severim de içe atmaları. Zengin içler oluşur bu atışlardan, saklamalardan.

Bazı duyguların evet içe atılmaması gerekir vs vs psikolojik sağlamlık açısından. (yorumsuz)
Fakat öyle anlar vardır ki, öyle hisler, öyle kaçışlar öyle böyle olmayan. İçe atarsınız ve daha da takdir görmüş olurlar. Onların değeri alkışlarla, haykırışlarla ölçülemez.

Konserdeki durdurulan alkışlara dönecek olursak, Orçun'un ve grubunun mütevaziliği tabii. Ama güzel bir deyimle ne çok anlam ifade edebiliyor.

Eğlendik işte ve içimize attık, asil birer Z olarak.


Bu arada, unutmadan,  21 Aralık'ta yine konserleri var ve eğer dünyanın sonu gelmezse, ilk albümleri de 22 Aralık'ta çıkacakmış.
www.buyukevablukada.com





8 Aralık 2012 Cumartesi

yollamayı unuttuğum mektuptan önce geldim

Kurcalarken pandora'nın kutusunu,
iç içe girmiş binbir hikayeden biri çıkıverdi karşıma.
Sararmış, eski püskü bir kağıt parçası.
Kıyamamışım zamanında.
Yakılmamış mektuplardan biri daha.
Sahibine ulaşmamış belli
ruhu kavuşsun diye huzura dökülüyorum burada.

"Bir hata yaptım. Yaptığımı da iş işten geçtikten sonra anladım. Yoksa hata olmazdı ki, değil mi ?
Senle bana ait bir karar verdim biz'e sormadan. Sen yoktun, arayamadım, hatta aramadım. Teknolojiyi sevmediğim anlardan biriydi. Kızgın saatlerdi, elden ne gelir?
Gittim bir yerlere, çok uzak değil, sakin işte.
Bağlanırım belki, bir şekilde, bize yine diye. Çekmeyen bir yerlerdeydik sanki, aradım durdum ulaşamaz olmuştum. Sonra her 'güçlü' insanoğlu gibi karar vermeye karar verdim. Sana sormayı da "özetle" unuttum. Özür dilerim. Açaydım bir telefon, 'Alo, burada mısın?' deseydim iyiydi. Ben gittim ya uzaklara dönemem belki yakında .."

Bu mektubu da yollayamadım sana, belki okursun da buradasındır hala ?

Döndüm ben.