28 Temmuz 2011 Perşembe

velavaru resort'da yok olup yeniden doğmak ..

Deniz uçağından indim; güzel bir tekne ile adaya vardım.. Yine çok güzel güler yüzlü personel bizi karşıladı; buz gibi soğuk havlularımızı elimize tutuşturup ;muhteşem bir kokteyl ikram ettiler..

Sonrasında oteli gezmeye basladık;daha doğrusu adayı; tamamen sessiz ama bir o kadar da vahşi ve ıssız ; muhteşem manzaralara ve doğaya sahip; ormanın içindesiniz ama aynı zamanda bembeyaz kum ile etrafınız sarılı .. Herkesin yine kendi plajı vs vs derken bara davet edildik.. Hala odalarımızı görmemiştik ve yorgunduk ama teklif de çok cazip geldi..

Bizi davet eden bu bey; otelin genel müdürü aynı zaman Doğu Avrupa sorumlusu idi.. Tüm Maldivler'de karşılaştığımız bir çok genel müdürden farklı olarak gömlek ve kumaş pantolon giymişti. Barda çok güzel bir müzik çalıyordu ; garsonlar tertemiz giyimli; mis kokular içerisinde önce şampanyamızı içtik; sonrasında yine otelin barmenlerinin bize özel hazırladığı kokteylleri tattık. Korkuyordum odaya girer girmez uyuyacağımdan..

Odalarımıza yerleşmek üzere adadan ayrıldık ve büyük uzun bir iskele üzerinde yürümeye başladık. Odalarımız deniz ortasında idi ve bu iskele ile adaya bağlıydı.

Odaya girerken :
Muhteşem masif kocaman bir kapı; üzerinde adım yazılı .. Sanıyorum ki evime geldim ve 1 yıl en az orada yaşayacağım..
Odada :
Hemen sağda bir bar ; biraz ilerleyince bir oturma odası ; sola dönünce devasal bir yatak odası .. Banyo açık ama isterseniz paravan kapı ile yatak odasından ayrılabiliyor.. Odanın ortasında bir bath tub ; hemen denizin üstünde ; duş aldığınız yerin kaplaması camdan tamamen, hiç bir jaluzi kapatmazsanız  denizde yıkanıyorsunuz.. Ayaklarınızın hemen deniz üzerinde olduğunu hissederek duşta olmak .. Zemin cam .. Çok başarılı düşünülmüş..

Teras:
Odadan terasa çıkar çıkmaz iki kişilik kocaman bir yatak daha; yatağın hemen bitiminde havuz -size özel- yataktan uyanıp, kalkıp hatta kakmadan sürünerek havuza dalabilirsiniz.. Havuz terasın bitimi oluyor .. Havuzun devamı deniz manzarası; havuz da denizin ortasında.. Tamamiyle denizin ortasındasınız işte ..
Terasta yatağın hemen solunda ürkütücü bir şey var ; benim gibi boşluk korkusu olanlar ürker .. Hamak ..
Hamak da denizin üstüne ; altınızda boşluk; deniz; dalgaların sessizliği; alttan gelen bir serinlik ; altınızdan geçen vatozlar balıklar bu nasıl bir güzellik..

Yarım saat düşündüm hamağa yatıp yatmamayı.. Sonunda korkularımın üzerine gitmeye karar verdim ve cup atladım.. Sonra da hamakta uyuyakaldım; odada kocaman iki tane iki kişilik yatak varken :) Artık daha az korkuyorum boşluklardan; yaşasın maldivler ..

Telefon çaldı; akşam yemeğine davetliyim ; hemen hazırlandım; o bile zor oldu nerede duş alıyım karar vermekte zorlandım .. Neyse odadan tam çıkarken fark ettim ki aslında burası dublexmiş ; ama ikinci katı gezmeye vaktim kalmadı odadan fırladım; yemeğe ..

İşte odam.. Hala benim midir acaba ?

21 Temmuz 2011 Perşembe

maldivler bitmez .. Deniz uçağı ..

Anantara'dan sonra seyahatimize daha heyecanllı bir sekilde devam etme kararı alıp; atladık deniz uçağına..
Tabii o kadar kolay atlanmıyor bu uçağa ; önce deniz uçaklarının kalktığı özel havalimanına giittik..Diğer havaalanlarından çok farklı tabii; hangi adaya gidiyorsanız o adaya kalkacak uçağın özel lounge'u var ve onu bulmalısınız..

Bizim yeni adamız Velavaru .. Angsana Velavaru Resort .. Artk 6 mıdır 7 midir yıldızları sayılamayacak kadar fazla mıdır bilemiyorum..

Oncelikle Lounge'a geldik; yine çok şık cici bici  insanlar ; ikramlarımız; hizmet eden ekibimizle herşey çok güzeldi .. Küçücük bir lounge olmasına rağmen herşey düşünülmüştü.. Sonra iki bey geldi ve pilotlarımız olduğunu anladık; onları takip edip mini minnacık görünen deniz uçağına bindik.. Neredeyse overbook olacaktık burada bile .. Toplam 15 yolcu ile uçağımız kalkışa hazırdı..

Fark ettim ki pilotlarımızdan birinin ayağı çıplak; diğerinin ağzında cak cak sakız; ve de herkesin elinde bir kulak tıkacı .. Sandığım gibi romantik bir deneyim olmayacağını anladım.. Ama aslında daha da iyi oldu; yeni olan; heyecanlı olan herşey aslında romantiklerden iyi değil midir ?

Uçak kalkışa hazır dedi pilotlarımız ; ve tabii uçak o kadar küçüktü ki kokpitin içindeymişiz gibi hep birlikte bilek gücü ile kaldırdık uçağımızı. Gerçekten bilek gücü ile oldu ; iki pilot birden gaza asıldılar elleriyle ikisi de el ele tutuşurmuşcasına ve sanki biri bırakırsa inişe geçecekmişiz korkusu içinde tuhaf bir hisle suyun üzerinden havalandık..

On beş kişinin elinde de hemen hemen fotograf makineleri ; kameralar vardı.. Suyun üzerinde yaratmış olduğumuz dalgalar; suyun o rengi; ve havadayız ..

Maldivleri uçaktan izlemek ayrı bir keyif; coğrafyanın aslında ne kadar büyüleeyici olduğunu orada daha iyi yaşıyorsunuz.. Mercan adaları; henüz su üstüne çıkmamış ama yarın çıkacakmış gibi görünen denizaltındaki adacıklar; mavinin binbir tonu ..

Yaklaşık yarım saat sonra hem de bir aktarma yapmıştık - başka bir adaya yolcu bırakıp - havaalanımıza doğru inişe geçtik.. Denizin ortasında 4 metrekarre maximum büyüklüğünde bir havalimanı.. Uçaktan inmek ve valiz işlemleri eh tahmin edebileceğiniz üzere yaklaşık beş dakika sürdü.. Denizin ortaasında bir dubanın üzerindeydik ama biz kendimizi velavaru havaalanında sanıyorduk..

Deniz uçağı seyahati gerçekten o kadar büyüleyici ve değişik bir deneyim olmuştu ki bir dubadan oluşan havaalanı hiç havamızı bozmadı; daha da enteresan bir seyahatin başladığının habercisi oldu.




15 Temmuz 2011 Cuma

Blog yazıyorum ..

Lara Fabian dinlerken; prenses olmak .. Olamasan da anılmak ..

Çiçek ve aroma kokusundan bir ortam neden sevginin anlamını bilmediğimi düşünürken kaybolmak

Anın eğlencesine doyamayacağımı bilmek ..

Ekranın üzerinde yürüyen yaratık ..

Hiç şiir yazma amacında olmayıp  yanlışlıkla yazıyı bu hale sokmak

Bazen en iğrenç şarkıları seviyor olduğunu fark etmek duygusuyla blog yazıyorum..

Gerçi şu an muhteşem özel bir remix calıyor Yunus Güvenen "heaven scent" .. Tavsiye ediyorum

Bu gece aklıma The Saint filminin soundtrack'i geldi ; meşhur Duran Duran grubunun "Out of Mind" şarkısı ve o şarkının klibinde filmi tekrar izlemiş olup ne güzel filmdi demek ve birilerine bir şeyler hatırlatabilmek hatta en özel sırlarını ;itiraflarını duymanın mutluluğu içinde blog yazıyorum ..

Bunu yakalamalısınız; muhteşem bir müzik bu "Heaven Scent" ..

Aşkın eğlencesini yaşayabilme cesaretinde olmak ve blog yazmalarımın nedenleri; beni yine ordan buraya sürüklüyor..

Düşünce ve kelimeler ardı ardına aklıma gelse de uyumsuzluğunu yaşıyorum..

Bir türlü yeterince özgür olamayıp bu bloga sıkışmak da istemiyorum..

Bu gece şu an blog yazıyorum..

13 Temmuz 2011 Çarşamba

anantara maldives

Sevgili rehberimiz Amal ; bugun bizi Anantara Resort'a goturuyor..Su anda bu zincire ait 4 farlklı ada yani 4 farklı otel var aslında.. Biz sadece Dhigu ve Veli olan adaları gezebiliyoruz.. Once Dhigu ile basliyoruz ; burası yine apayri bir cennet ; tamamen kaybolmak isteyenlerin adası ..

Dhigu; Maldivler'in güneyinde ; tamamen ozel villalardan ve overwater bungalow olarak bilinen denizüstü bungalowlardan oluşmakta.. Villa mı denizüstü bungalow mu derseniz ikisi de birbirinden harika.. Villanızda ozel buttler hizmetinden kendi havuzunuza hatta kendi plajınıza kadar binbir guzellik var ; muhtesem tropik bir adada size özel bir villa.. Bungalow'lara gelince villalardan belki biraz daha ufak ama yine de nerden baksanız orası da bir ev hem de denizin üstünde; duş alırken okyanus üzerinde hissedebilir; gece sessiz sakin denizde dolaşan vatoz balıkları ile karşılaşabilir; istediginiz an bir eliniz, ayağınız vs denizde olabilir; hic burdan çıkmak istemeyebilirsiniz..

Veli kısmı biraz daha ailelere yoneelik ve tabii biraz daha hareketli ve eglenceli; odalar; villalar ve bungalowlar burda da var biraz daha kucuk ama min 55-75 m2 en ufakları..

Anantara'lara ait bu iki adada muhtesemdi ; oyle guzel bir overwater bungalow'da kaldım ki; girer girmez odaya tazecik çiçeklerin; meyvaların kokusu hemen yanında şampanya .. Bir banyo ki 1 hafta hergün bu banyoyu kullandığınıza inanamayabilirsiniz.. Hergün insanı şaşırtacak bir guzellik ve iç mimarı harikası bir ev suyun üstünde..

Terasıma cıkıyorum biraz guneslenmek için; beni gören kimsecikler yok etrafta; seslensem bagırsam kimse duymayacak; yan taraftaki bungalowlarda ne var; kimler var bilemiyorum oyle guzel ayırmıslar ki denetleyemiyorsunuz ki bu da muhtesem aslında .. Ozetle Maldivler'e sakın sevgiliniz eşiniz vs olmadan gitmeyin :)

Guneslenmek ne kelime 5 dk içinde kavruluyorum ; deniz o kadar bembeyaz ki hemen suya girmek istiyorum; aynı Çeşme'deki gibi buz gibi hayal ederken bir bakıyorum suyun içindeyim çünkü neredeyse vücut ısımla aynı derecede.. Hem güzel hem kötü ..

Beyaz  ufacık bir (1 metre civarı) köpek balığını görünce fırlıyorum terasıma; evime; bungalowuma vs vs .. Neyse ki etrafta gören yok çünkü o sırada yüzmeyi bilmeyen köpekleme yapmaya çalışan nefes nefese yalnız bir kadınım :)

Bu kadar da durumu trajediye çevirmemeliyim; herkesin beni uyarmassına karşın - hiç bir sey yapmazlar - sakın korkma diye demek ki korkuluyor.. Ama bu sizi ürkütmesin köpek balığı olmayan çoooook yer var denize girmek için..

Maldivler'de çok eğleniyoruz; yemekler güzel; hava muhteşem; istersek eğlence de var pek hatta hiç de yalnız değilim aslında..

Bu seyahatte bana eşlik eden sevgili iş arkadaşım Derya'ya çok teşekkür ederim; bu kadar mı bagımsız , ozgur olabilirdik .. Ruhumuz dinlendi..

Anantara'dan akşama dogru ayrılıyoruz .. Gece hayatına ..

Devamı yine geliyor..


bunlardan i-phone'dan

11 Temmuz 2011 Pazartesi

baaaaali - eski blog'umdan aldim eekledim..

Baaaaali

Nedense Bali diyebilen yok o ulkede; herkes Baaaaağli diyor..

Kulaga ilk basta sempatik gelmese de aslinda halki ile ada o kadar güzel, heyecanlı ve eglenceli bir yer ki..

Kesinlikle gidilmeli; o filmi izledikten önce de gidilmeliydi zaten ama adanın güzel reklamı oldu Julia Roberts'tan sonra..

Balayi amacli evet gidilebilir ama bence en dogrusu her zaman hem keyif hem eglence hem doga hem egzotizm yasamak icin gidilebilecek bir kere ile de kalinmayacak bir ada..

Ilk adaya vardigimizda ; havaalaninda ciceklerle karsilandik yani sirf hawaii'de olmuyormus bu tur bir karsilama diye hemen mutlu oluverdim..

Gozlerimin altindaki 16 saatlik yolculuk torbalarini unutuverdim ve en klasik standart odada kalmamiza ragmen 50 mt2 lik bir yatak odaasi , banyo balkon keyfi herseyin uzerine ilac gibi geldi.. Botoks etkisi oldu ozetle hemencecik - uyarılmamıza ragmen - uyuyuverdik :) tabii sonuc jet-lag olmak:)

Neyse ki adada o kadar cok yasanacak sey vardı ki hemen uyandık bu sarhoşluktan ..

Intercontinental'de kaldık biz; Jimbaran'da.. Ucakların kalkış ve inişlerini; güneşin her akşam cok erken de olsa okyanusa o muhteşem batışını elimizde muhteşem meyve kokteyllerini yudumlayarak..

Hemen şehir turuna çıktık ertesi gün .. Halkın yaşadığı o üstü açık tapınaklı evlerini ziyaret ettik; beni en çok etkileyen de o oldu ; ne yanardağ ne o muhteşem pirinç bahçeleri vs.. Gerçeklerinin birbir simgesi olan evleri, yaşam biçimleri , inançları ve tertemiz kalpleri ..

Bali'ye girtmişken Ubud'a gidilmez mi ; şart kısaca .. Çok sevimli bir hayat var orada; yerleşsek mi diye düşünülüyor mutlaka; yolda dönerken aldığım yağlı boya resimler de yanına kar kaldı hala haftada bir iki bakıp; dalıp dalıp resme bali'ye gidiyorum azıcık da olsa..

Bali'de diğer bir şart ise Rafting.. Çok kolay, güzel, maceralı; turistik ama yine de değer .. Bir rafting yaptık 7 yıldır hala maceralarımızı anlatabiliyoruz :) değmez mi yani ..

Bali'de gece hayati: komik ve eglenceli.. Karmakarışık ama kendine has o yüzden de güzel..

Kötü söyleyecek hiçbir şey bulamıyorum bu adada ben.. Bulursam yorum olarak ekleyecegim belki 15 yıl sonra anılarımı unutursam ancak; ve asabi bir gundeysem belki :)

Şİmdilik Bali bu kadar ama kesin gidilmesi gereken bir ada; ada nın ötesinde ..

maldivler - male

Qatar havayolları ile uculdu ki cok da memnun kalindi .. Bes saat Doha'da ki bekleme, zengin Duty Free secenekleri, sigara odasi; cok iyi bir yolculuk arkadasi ile sohbet de eklenince hic de kotu gecmedi..

Doha'dan Maldivler'e daha dogrusu MLE kodu olan Male'ye ; Airport Island'a inince etrafimizdaki onca yeni evlenmis ya da ikinci balayinda ; yeni tanismis hemen sevgili olmus vs bir dolu guzel suslu bakimli kadini ve adami gorunce evet dogruymus demek ki; keske ucakta makyaj yapsaymisiz diyerek guzel bir seyahate basladik..

Altini cizmeliyim bu benim icin bir is seyahatiydi dolayisiyla orada bizi bekleyen seyahat acentamizim temsilcisini gorunce oncelikle gozlerimize inanamadik.. O kapkara ayni zamanda gepgenc cocugun elinde isimlerimiz yazili olmasaydi hayatta aklimiza gelmezdi bizi karsilayacak kisinin o oldugu ..Ilk basta ozellikle ben de bir huzursuzluk ve guvensizlik duygusu olusmus olsa da artik bu macera baslamisti..

Merakimizdan ve israrimizdan ilk gece maldivler'de "city center" olarak adlandirilan Male'de kalacaktik; otelimiz 4 yildizli olmasina ragmen bizim Izmir'in basmane'deki 3 yildizli otellerinden farki yoktu.. Cok uzun bir seyahatti ve dus almadan hic bir yere kipirdayamayacaktik ; jet lag olmamak adina hemen giyinip odalardan ciktik Male'yi kesfetmeye..

Ickinin yasak oldugu bu adada yerli Maldivliler'le tanisma imkanimiz oldu; hepsi Hint kokenli ayni zamanda kadinlarin hepsi kapali koyu musluman bir adaydi burasi.. Hemen hemen her sokaga girip ciktik ve ilgimizi ceken oturabilecegimiz bir yer bulamadan otelimize geri donduk ..

Otelde odaya girer girmez beni karsilayan bir misafir vardi odamda ki kendilerini hic sevmem .. Bir bocek; bizde ki hamam boceklerinden; nasil olmus da taaa oralara kadar gelebilmis daha ilk gecemde maldivler'de durumu mahvediyor.. Hemen solugu resepsiyoda aldim ve adami heyecanli heyecanli; bocegi; nasil karsilastigimizi; nasil korktugumu ; abartmis da olsam nasil allerjim oldugunu; o anda tansiyonumun firladigini mahvoldugumu vs vs anlattim.. Resepsiyondaki adam daha dogrusu o da cocuk - maldivler'de 20 yasin ustunde emekli olunuyor olabilir diye dusundum o sirada - beni sakinlestirmeye calisti ve bize baska bir oda gosterdi; o odadaki acik cami gorunce hem de banyodaki tabii kabul etmedim; 12 yildir bu meslegin icinde olan biri olarak hemen google'ladim ve male'nin en iyi otelini buldum; gece saat 01:30'du ama bocek korkusu olmadan uyumak cok daha onemliydi..

Otele gittik; once oda olmadigini soylediler; daha sonra bir kac sıkı pazarlık ile mukemmel tertemiz bir odaya kavustum..

Sabah uyanir uyanmaz sevgili rehberimiz Amal bizi bekliyordu; yaklasik yarim saat bocek olayini anlattim.. Aslinda maldivler maccerasi simdi basliyordu; teknemize atlayip; ilk muhtesem adamiza dogru yola ciktik..

Devami geliyor..

Bu resim i-phone'umla tarafimca cekilmistir .. hic bir photoshop uygulamasi yapilmamistir..