Anantara'dan sonra seyahatimize daha heyecanllı bir sekilde devam etme kararı alıp; atladık deniz uçağına..
Tabii o kadar kolay atlanmıyor bu uçağa ; önce deniz uçaklarının kalktığı özel havalimanına giittik..Diğer havaalanlarından çok farklı tabii; hangi adaya gidiyorsanız o adaya kalkacak uçağın özel lounge'u var ve onu bulmalısınız..
Bizim yeni adamız Velavaru .. Angsana Velavaru Resort .. Artk 6 mıdır 7 midir yıldızları sayılamayacak kadar fazla mıdır bilemiyorum..
Oncelikle Lounge'a geldik; yine çok şık cici bici insanlar ; ikramlarımız; hizmet eden ekibimizle herşey çok güzeldi .. Küçücük bir lounge olmasına rağmen herşey düşünülmüştü.. Sonra iki bey geldi ve pilotlarımız olduğunu anladık; onları takip edip mini minnacık görünen deniz uçağına bindik.. Neredeyse overbook olacaktık burada bile .. Toplam 15 yolcu ile uçağımız kalkışa hazırdı..
Fark ettim ki pilotlarımızdan birinin ayağı çıplak; diğerinin ağzında cak cak sakız; ve de herkesin elinde bir kulak tıkacı .. Sandığım gibi romantik bir deneyim olmayacağını anladım.. Ama aslında daha da iyi oldu; yeni olan; heyecanlı olan herşey aslında romantiklerden iyi değil midir ?
Uçak kalkışa hazır dedi pilotlarımız ; ve tabii uçak o kadar küçüktü ki kokpitin içindeymişiz gibi hep birlikte bilek gücü ile kaldırdık uçağımızı. Gerçekten bilek gücü ile oldu ; iki pilot birden gaza asıldılar elleriyle ikisi de el ele tutuşurmuşcasına ve sanki biri bırakırsa inişe geçecekmişiz korkusu içinde tuhaf bir hisle suyun üzerinden havalandık..
On beş kişinin elinde de hemen hemen fotograf makineleri ; kameralar vardı.. Suyun üzerinde yaratmış olduğumuz dalgalar; suyun o rengi; ve havadayız ..
Maldivleri uçaktan izlemek ayrı bir keyif; coğrafyanın aslında ne kadar büyüleeyici olduğunu orada daha iyi yaşıyorsunuz.. Mercan adaları; henüz su üstüne çıkmamış ama yarın çıkacakmış gibi görünen denizaltındaki adacıklar; mavinin binbir tonu ..
Yaklaşık yarım saat sonra hem de bir aktarma yapmıştık - başka bir adaya yolcu bırakıp - havaalanımıza doğru inişe geçtik.. Denizin ortasında 4 metrekarre maximum büyüklüğünde bir havalimanı.. Uçaktan inmek ve valiz işlemleri eh tahmin edebileceğiniz üzere yaklaşık beş dakika sürdü.. Denizin ortaasında bir dubanın üzerindeydik ama biz kendimizi velavaru havaalanında sanıyorduk..
Deniz uçağı seyahati gerçekten o kadar büyüleyici ve değişik bir deneyim olmuştu ki bir dubadan oluşan havaalanı hiç havamızı bozmadı; daha da enteresan bir seyahatin başladığının habercisi oldu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder