30 Ekim 2011 Pazar

kendin gibi 1 saat

Bugün 30 Ekim 2011; 1 saat geri alıyoruz saatlerimizi.
Yani sabah saat 04.00'te artık 03.00 olacak.

Çok heyecanlanıyorum; kış saati uygulamalarında öncelikle 1 saat daha fazla uyuyacağım;
bu niye öncelikle çünkü akla ilk gelen bu ama beni daha da çok heyecanlandıran bir düşünce var; o geri aldığımız 1 saati tekrar yaşayacak olmamız..

O son bir saatte neyi nasıl yapmıştık ve aslında nasıl yapmak isterdik. Bunu her yıl denemek isterim; o aynı bir saati tekrar yaşamak; aynı içkiyi içmek; aynı insanla aynı masada oturmak ; aynı konuyu konuşmak; aynı anda saate bakmak; aynı anda tuvalete gitmek vb.

Düşünmeden yaşıyoruz ya bazen; o geri alacağımız son bir saati düşünerek yaşasak acaba neleri değiştirirdik?

Ben hep değiştirmekten söz ediyorum; belki de yine apaynı yaşamak isteyenler ya da yaşayabilecekler de vardır; ben istesem de sanırım apaynı olamazdı.

Nereden nereye geldim yine; bu son bir saatin geri alınmasından, değiştirmek isteyebilecekklerimize. Aslında yok da değiştirmek istediğim herhangi bir şey; daha çok şey sığdırmak istediklerim var; yaşayamadıklarım yani; onları denemek isterdim bu yepyeni saatte..

Değiştirebilecek de olsam şimdiki ben olamazdım, bu Duygu'yu bulamazdım; dolayısıyla şu son bir saatlerin kıymetini bilmeli insan..

Herkese kendi gibi yaşayacağı bir saat diliyorum; geri alınacak birazdan o saat ve ben deniyor olacağım ; size de tavsiye ederim.


29 Ekim 2011 Cumartesi

Cumhuriyeti Kutluyoruz

İzmir'de bugün Cumhuriyet bayramımızı kutladık; kutlamalar devam de ediyor.. Barlar gece kulüpleri; Cumhuriyet'in 88. yılı özel kutlaması adı altında programlar yapmış bile..

Anlam veremiyorum; ilişki kuramıyorum konunun bu boyuta gelmesine; bizler bir arkadasımın da söylediği gibi dedelerimizin savaşarak; babalarımızın koruyarak sahip olduğumuz cumhriyetimizi niye kutlayamayalım ?

Kızım bile bugünü iple çekiyordu; askerler yürüyecek mi, uçaklar geçecek mi, fener alayı olacak mı diye; bu yıl daha şamatasız geçmiş de olsa eminim seneye yine kutlamaları dört gözle bekleyecek ..

Tüm Türkiye'min Cumhuriyet Bayramı Kutlu Olsun ..



26 Ekim 2011 Çarşamba

DuyGURU -1- XYZ..

Bu aralar, seyahat danışmanlığından öte ilişki danışmanlığı yapar oldum. Kelin merhemi olsa misali düşünüyor olabilirsiniz beni yakından tanıyorsanız :) Ama yanılıyor olabilirsiniz ; benden daha uygun bir ilişki danışmanı tanımıyorum, özellikle bu aralar..

O kadar çok kişi sadece arkadaşlarım da değil; anlatıp; sence ? sorusunu sorar oldu ki; ben de birden bire
bu işin içerisinde buldum kendimi.

Sanırım işin sırrı sorugulamıyor olmam da; kimseye niye böyle dedin niye böyle yaptın; niye o ; ne alaka demiyorum. Çok da keyifli bir durum değil aslında bu, çünkü insanlar genelde sorun yaşıyorsa bana gelip anlatıyor; çok az insan var "Duygu, çok mutluyum iyi ki karşıma Ali çıktı; iyi ki onlayım iyi ki karşılaşmışız" diyen..

Neyse elimden geldiğince aşk'ı var etmeye çalışıyorum..

Bu durumları dinledikçe aslında hoşuma da gidiyor , deneyim de sahibi oluyorum ; bir şeyleri yaşamasam da onlara yaklaşıyorum.. Şunu anlamaya çalışıyorum; o kadar farklı insan var ki; herkesin arzusu; beklentisi; istekleri farklı; ya diyorum keske X ile Y birlikte olmasa da Z ile olsa X; Y'ye de B daha uygun vs.
Ama işte gönül bu ; işin sırrı da burda ..

Matematik gibi baktığınız zaman olaya aslında çözüm kolay; ve var; ama kısmet işte :)




17 Ekim 2011 Pazartesi

Happy Birthday Sineeeeeem

Çok önce söz verdim bu resimleri yollayacagima ; sonra uzerinden neredeyse bir yıl geçince; sinem'e sürpriz olsun bloglansın o özel yasgünü diye düşündüm; hadi bakalım :

Ne zor bir aksamdı benim için; B. bilir, yaş günü öncesi CoffeeCo buluşması ve son dosyaların açılıp temizlenmeye, düzenlenmeye en önemlisi kurgudan çıkarılıp sonuçlandırılmaya çalışılması .. O gece Dalya evde , yine az çok hasta, kafamda bir sürü alaca karanlık hikayeleri, geceler hep uzun ve nemli, gündüzler kısa ve hareketli :) ..

Sinem o kadar özeldir ; güzeldir ; bir'dir ki Duygu kendine gelir :) ve hemen taksiye atlanır; cunku Başak ile kendisi o gece için 10 punto ince topuk sansasyonel ayakkabılar giymiştir ve 500 metreyi bile yürüyemezler.. Zaten Sinem de öyle sever ;)

Evet hemen yanda Mustafa ve Sinem cifti var; güzel karısı için çok özenmişti Mustafa o akşam.. Herşey de çok güzel ve keyifliydi..
Vodka Vodka Vodka.. Mojito Mojito.. Şampanya ; sonrasında masada ne kaldıysa ..
İçerde caz vardı ve sanırım müziği duyamıyorduk kendi gırgır şamatamızdan.
Buyrun aşağıda da "go girl!!! Sinem; Mustafa o ne bakış bırak hatun içsin..


 O gece Mac'siz çıkılır mı Sinem'cim:))) Hemen el atılır; birthday girl boyanır ..









15 Ekim 2011 Cumartesi

bensiz!!! Ingenue:)

kendini uzağa yolla ; kaybedecek hiç bir şeyin yokken..

Bu gece muhteşem sayılabilecek bir Klasik muzik konserinin ardından ; hem de muhteşem bir yerden şansım üzerine desem çok mu ukalaca kalacak?

Hem de daha bitmedi; sıfır enerji ile doluyken; hem de konser sırasında 14 kere sms gelmiş desem ..
Tek çözüm deniz kenarı olmuş bir kere ; aklıma gelen tek yer ise Konak Pier; klasik; aynı "Great Expectations" filmindeki gibi ; camı aç; üç adım at ve denizle yüzyüze gel.. İstanbul'Luyu da alıştır bu mekanalara :) Sanki O'nda hiç depresyon yokken ...

Güzel bir şarap, yine risotto porcini mantarlı ve tappas @ Konak Pier bunu azıcık düzeltebildi..

Denizin dibindeydim dile kolay ..
Unutturdu Konak bana tum bunları kısa bir süreliğine de olsa;biraz dönebildim kendime..


Eski bir telefon sesi; hadi bakalım geceye akalım dedirtti.. Hiç aklımda ve planda yokken. Sohbet o kadar güzeldi ki ; her zaman güzeldir akıllı biri, senden daha zeki birini bulmuşken karşında. En önemlisi seni dinleyen birini bulmuşken..

"Like a friend" denir ya arkadaştan da öte bazen; gak desen anlar bu tipler, neyse kalktık ! bir guzel araba da kullandı bu duygu kadın..

Yolda karşılaşıldı.. Heyyyyy herkes bibirini tanıyor aslen :) ama tekrar tanışmak pek de güzel .. gizem.. oyunlar gelsin; sahneye çıktık bir kere! Ağırdan alalım ; kimse öne çıkamasın ; hepimizin ayrı bir karizması, ayrı bir noktası var sonucta, herkes kendi mastürbasyonunu tamamlasın bir kere ..














Jackie Brown

Once I went to a movie called Jackie Brown

Then I realized the importance of a person in my life; still  do remember ..

Mr Jackie; Brown..

Dearest;

I know and believe now that I've never seen such a lover ..
If I have to tell the truth .. I did fail ; failed with the calculus of love vs power..
Was powerless; had to be powerless next to such a love .. Can't you see was just
a little non-rescued heart?





10 Ekim 2011 Pazartesi

Kurtlar Vadisi

Melekler Şehri'nin yazdıktan sonra; ilgi çeksin diye başlık ekleyip duyurdum facebook'ta; sırada "Kurtlar Vadisi" diye.. O ana kadar aklımda yoktu bu konu üzerine yazmak.

Genellikle biz kadınların son zamanlarda çok tanık olduğumuz ve üzerine çok konuştuğumuz bir konu bu.

"Etrafımız kurtlarla çevrili" ; "Piyasada adam gibi adam kalmadı" ;"Nerede o eski sahiplenen erkekler?" ;"Kalmadı artık ilişki yaşayabilecek adam?" gibi cümleler hep bu Kurtlar Vadisi'ne en az bir kere uğramış kadınlara ait.

Kurtlar Vadisi; kurtların cirit attığı, derin bir vadi, bir kere bulundunuz mu öyle hemen çıkılamıyor buradan çünkü kurtlar çok akıllı. İkinci uğrayışında, ben o kurdu adam ederim diye düşünen çok oluyor; belki edebilen de vardır; ya da adam edilmeseler kurt olarak kalsalar daha mı iyidir , o da kişiye göre değişir.

Kurtlar Vadisi'nde kurtlarla dans hem eğlencelidir; hem de keyiflidir; bu kurtlar çok iyi dans ederler ..
Pek bir şey yapmanıza gerek yoktur; ama eğer devamlı aynı kurtla dans etmek isterseniz; bunun devamını getirmek ilkinde deneyimsizliğinizden zaten mümkün olmaz; ikinci üçüncüler de ise belli başlı oyunlara başvurmanız gerekir. Sonuç yine aynıdır, kurtlarla dans uzun sürmez. Zaten belli bir süre sonra da bu oyunlardan sıkılmaya başlar; gerçekleri özlersiniz; bu vadi aynı zamanda bir hayal alemidir çünkü. Bile bile lades demeye başladığınızı hissettiğinizde de en güvenilir limana sığınmaya kalkarsınız; o limanda da mutluluğu arar durursunuz..

Peki ya kurtlar, onlar acaba mutlu mu bu vadide? Çoğu kurtulmaya çalışır gizliden gizliye, ama burası öyle bir alemdir ki kurtulmaya çalışan bir kurt bunu asla belli etmemelidir; oyuna getirilmiş olmayı tercih eder ve kurtulur. Kendi rızası ile bu vadiden çıkmak isteyecek bir kurt asla bir kurt olamamıştır; bu vadinin kuralları katıdır.

Oyunlar ilk başta kurtları da vadiye giren kuzuları da mutlu eder, heyecan doruktadır, herkes eğleniyordur.. Taa ki bir gün bir kurt bir kuzuyu ham yapana kadar ..

Sorgulatmaya başlatır bu vadi , kendinizi , çevrenizi, hayatı, herşeyi sorgularsınız.. Sıkılırsınız belki umudunuzu yitirirsiniz.. Bu vadiye mutlaka uğranılacaksa zırhlı olmalısınız; beziniz , mayanız sağlam olmalı .. Aradığınızı bilmiyorsanız aman siz siz olun uzak durun.!.


8 Ekim 2011 Cumartesi

melekler şehri istanbul

Ben şu İstanbul ve Meleklerini çok özlemişim;

Geçen hafta İstanbul'daydım; dolayısıyla da blog yazamadım aslında ..
Bir güzel melek; küçük meleğiyle daha ilk gün geldi; alanda bizi karşıladı;
tüm koca günü bizle geçirdi ..

Benim küçük melekle onun küçük melek arada bir isyan ettirdiyse de bizi onları
öyle bir arada görmek güzeldi..

Küçük melekleri anneanne meleğe bırakıp; benim şu yılan hikayesine dönen allerjik döküntülerimi göstermeye gittik. Hastane ortamında bu kadar gülmek görülmemiştir:

Benim güzel melek; doktora da benle geldi, içeri girdi; hikayeyi anlatırken; önce ayağım yandı; sonra şu ilacı kullandım; sonra kaşıntılar başladı; yara bir küçüldü bir büyüdü bir aktı bir de şu oldu bir de bu oldu derken; :)) güldük tabii..Sonunda istemediğim o şey yine oluyordu; kortizon iğnesi .. Ben o kadar büyüttüm ki iğne işini.: "Daha yeni o iğneyi vurdular bana yakıyor o iğne; damardan yapsanız olmaz mı? Kabadan çok acıyor; hap olarak alsam .."vs derken benim melek de benimle iğne odasına geldi; beraber derin derin nefes aldık ; aynı yogadaki gibi, bu sefer neyse ki daha az yandı ..Benim bu güzel meleğimle o kadar çok kötü gün anım var ki .. Kötü gün meleğidir o; her zaman melekliği ile yanımdadır..

Bir de benim komplike bir meleğim var ; teyze melek aslen ; ama daha çok dost melek; eş ruh meleğim hatta.. Onunla o kadar çok ortak yaşanmışlıklarımız var ki; hayatımızın tesadüfleri o kadar aynı ki ; farklı farklı zamanlarda olsa bile..

Komplike melek ile tum hafta beraberdik; benim yıldız çiçeği meleğimle çok iyi anlaşıyorlar; onlar da eş ruh olabilirler. Bu Melek öyle bir kadın ki; dostluğu daimi; bir de en güzeli bana çok benziyor diye belki seviyorum bu huyunu; sorgulamaz kimseyi; merak eder sırf o da anlasın diye ama ona yanlış gelse de sorgulamaz; yargılamaz; fikrini sorarsan söyler altını da çizer bu benim ama diye ..

Istanbul'da bu kadar uğraş dolaş varken; bir melek arkadaşım da beni her gelişimde arar sorar 1 saat bile vakit ayırsam ona , kızmaz bana ; o bir saatte görüşemediğimiz koca bir altı ayı konuşuruz.. Herşeyi konuşuruz; herkesi.. Beni anlayabilen nadir erkek meleklerdendir. En özgür saatlerdir bunlar..

Bir de daha yeni yeni birbirimizi tanımaya başlamış da olsak, iyi kötü gün demeden, en misafirperverlerden biri olan bir erkek  meleğim daha var;  bu zor sıkıştırılmış İstanbul seyahatinde; tüm o trafiğe rağmen benim için karşıya geçer; gelir; en güzel şarabı seçer mutlaka manzara ile de süsler :) Sohbetin en derin olanını ; sınırsız her konuda bu bilgiç melekle yapabilirim.. Sohbet ettikçe açılırım; genişlerim; dağılırım ; yok olur yeniden var olurum hatta..

Bir melek daha var ; bazen var bazen yok olanlardan ; sevgi dolu , enerji dolu, bir gizem kutusu.. Çok güldürür; özgür ruhtur; elle tutulmaz hatta gözle görülmezdir bazen; İstanbul'un unique (böyle ingilizce olnuca yakışıyor ona bu sıfat)  meleğidir. Sessiz, bunalımlı anlarda ; hemen canladırıverir beni; unutturur zamanı bu melek ..

Dolayısıyla soruyorum kendime ben de bir melek miyim acaba tüm bu melekler benim etrafımda ?

İyi ki varsınız ..



1 Ekim 2011 Cumartesi

cumartesiciler ..

Cumartesiciler 100'e ayrılır :)

Ben bir kaç tanesini kendi arkadaş çevremden örnek vererek açıklamaya çalışacağım ..

C.C. tarzı kişiler ; Cumartesi KURTLARI diyebiliriz;
Plan son dakikaya kadar değişir; en iyi seçenek; en kalabalık , en güzel kızların olabileceği, en hürmet görecekleri; en tanındıkları mekanlardır.. Para hiç önemli değildir o gece cumartesidir; hakkı verilmelidir eğlencenin .. Muhtemelen İzmir'deler bu gece çeşme kesmez onları ; %100'de başlanır;
Rouge'a geçilir; 1888 şarttır; Rox'da biter bu hafta sonu en azından ..


G.O. tarzı ; bu tiplere kisaca FREE SOUL diyeceğim ;
Kimseyi aramalarina gerek yoktur; ne istediklerini iyi bilirler ; sabahtan arasınız sorarsınız; akşam bubi'ye gidiyorum derler size .. Keyiflerine düşkündürler; istemedikleri programları yapmazlar; amaç eğlenmektir; kim nerde ben orda dertleri yoktur; kendi kendilerine rahatça eğlenebilirler.Siz takılsanız da takılmasanız da ; kafaya konan program yapılır .. Bu bi -- Çeşme



S.P. tarzı ; bu kişilere de UYUMLU diyebilirim ;
Bir program henüz kesinleşmemiştir ama kafada mutlaka alternatifler vardır; değişkenlik gösterebilirler rahatlıkla ; maksat muhabbet olsun.. Kendileri de bu akşam Çeşme'de balıklı bir muhabbet devamı spontane nasılsa uyumlular ..

M.O. tarzı; bu kişilere RUNNERS diyorum ;
Aslen bunların aklı İzmir'dedir; burayı çok severler ama İstanbul'da yaşarlar; hem Cuma'yi hem Cumartesi'yi değerlendirmek isterler ama genelde bu bir gece ile sınırlı kalabilir; Örnegin Arnavutköy'de güzel bir rakı balık ardından Lucca yapılıp İzmir'dekilere face'de twitter'dan duyurulur ki özlemleri hafiflesin :) Lucca sonrası muammadır; artık açıklayamayacak kadar uzaklardadırlar ..
Bu gece muhtemelen bir partide olacaklar Istanbul'da tabii..

A.A. tarzı kişiler; HOSPITABLE demek en doğrusu ;
Izmir'de; genelde sonuna kadar Çeşme'yi değerlendirirler; mekanın eğlencesine değil; kendi eğlencelerinin mekanına giderler .. Ser verip sır vermezler genelde ; aynı gecede farklı gruplarla farklı programlar yapılır; üstü kapalı konuşulur .. Gizemi tutkuyu severler ; genelde misafirleri olur; İstanbul'dan çok fazla ; değişiklik severler sonuçta; bu tarzların programlarını tahmin ediyorum ama açıklamayayım onlara sır kalsın ..

Hımm bir de benim de yakın olduğum bir tarz var; FUNNERS ; çok uydurma bir deyim gibi gelse de size; en iyi böyle anlatabilirim.. Program genelde yoktur; kalabalık ortamlar sevilir; güzel kaybolunur çünkü; eğlence kendi kendine de yaratılır ama başkalarını eğlendirmek daha da eğlendirir bu tipleri.. Aynı gecede hem İzmir'de hem Çeşme'de hatta mümkünse İstanbul'da Bodrum'da olunabilinir.. O an akla gelen yapılır; sabahtan ne giyeceğim derdi olmaz; kimler olacak acaba derdi hiç olmaz.. Zaten kalabalık olunur bir şekilde; bu gece ne yaparlar derseniz; henüz bu saatte karar vermemişlerdir :) Teklifler gelir ; fazla bir değerlendirmeye alınmadan son dakika akla gelen yapılır ..

Daha çoook cumartesiciler var; bu hafta sonu için gördüklerim, duyduklarım bunlar .. Eh daha saat 12:00 dun geceden uyanamayıp hala cumartesiye başlamamışlar da var ..

Iyi hafta sonları ..