21 Aralık 2013 Cumartesi

taxi soylesileri II

Bu taksi söyleşisi, aşağıdaki yazımın devamıdır..

http://www.duyguru.com/2013/08/bas-donmesi-uzerine.html

Yaklaşık beş ay önceydi, İzmir'in kavurucu sıcağı, ateş basmalarına davet çıkaran ev sahipliğindeydi.
Takside fotoğraf çekmeye devam ediyordum ki,
- Sanatçı mısınız? dedi şoför.
- Ahahah hayır, benimki sadece keyif. Amatörce.
- Böylesi daha güzel değil mi? 
- Haklısınız! Hırsa gerek yok, biraz içeriyi ısıtıyorum galiba açık camla, sakıncası var mı? (Klima açık arabada)
- Yok ama isterseniz durabilirim bir yerde, daha net çıkar bence..
- Evet de, böylesi de güzel.. Siz de seviyorsunuz fotoğrafı sanırım. (Konuşurken devamlı fotoğraf çekiyorum, diyaloğumuz bakışsız sürüyor)
- Manzaradan ziyade portre seviyorum ben. Hem çok da şanslısınız inanılmaz bir gün batımı var.
- Değil mi? (şak şuk şak şak.. daha da gaza geliyorum)
- Sizi şimdi tanıdım.
- Yok o ben değilim (diyorum gülerek)
- Bizim oradaki seyahat acentasındasınız siz. Ne diyeceğimi sandınız ki? 
- Ha tamam o benim.. (Birkaç şak şuktan sonra makinayı kısa süreliğine kapatıyorum ve şoföre dönüyorum. Öyle ansızın bir dönüş oluyor ki, refleks olarak adlandırılabilir bu durumda) 
Ben geçen sene sizin taksi durağında bir kaza yaptım.
- İnanmıyorum! O siz misiniz ? Çok değişmişsiniz.
- Nasıl yani? Hatırladınız mı ? O kadar büyük bir şey değildi.
- Ben de oradaydım. Ve siz arabadan çıktığınızda hepimiz bir ohh çektik. Nasıl kaskatı çıktınız, çok korktuk. 
- Hatırlamıyorum o kısmı maalesef ya da maalesef değil. (az biraz gülümseyerek)
Allah korudu bacım sizi. Bak şu işe, daha dün gece o kazayı gördüm rüyamda, ne oldu acaba kadıncağıza dedim.
-Buradayım bak, sorun yok (diyorum gülerek, ama trafik var daha ve bu muhabbet uzarsa yanarım.. Sonuçta kendimi cezalandırılmış çocuklar gibi hissetmeye başlıyorum..) 
- Bacım, bak yanlış anlama ama ne yaptın o gece sen öyle.
- Bak bu muhabbet burada kalsın lütfen, rahatsız oluyorum bu tutumunuzdan!
- Beni yanlış anladın. Benim rüyalarıma girdin. Öyle bir ağlıyordun ki. Ya dedim bu kadın masum len. Çok talihsiz bir kazaydı. Ama olması da gerekiyordu sanki. Biz hala seni konuşuyoz. Biliyon mu ? Ama kızmıyoz sana. İşin hikayesini merak ediyoz.
- Nasıl yani?
- Abicim, bak ben senin belki baban yaşındayım. O gece sen sadece kaza yapmadın. Hepimiz yaptık, yaşadık. O polisin sana tutumu, ailenin gelmesi yaşananlar felan inan içimiz cız etti. Ama sen de öyle bir huzur vardı ki.. Çok da korkmuştun bu arada, tir tir öyle hay Allah'ım ya bak nerden nereye.. (Sormadan yakar bir sigara) Pek de güzeldin, polis yavşaklık etti sana, üfletme dedik o kadar, yaklaştırtmadı bizi yanına P.z.v.nkler. Buldular bir hatun yalnız, ya abicim o gece sen hatırlamazsın ama neyse anlatmıyım.

Beni alır bir düşünce tabii.. 
"İş bu kaza ne zaman bırakacak peşimi " 

-Bence de anlatma, az çok biliyorum zaten. Tesadüfleri sevmiyorum, ondan bu tavrım.
- Kızım bak, ben dolu bi adamım, üniversite okudum , sana şimdi söyleyeceklerime belki gülersin, inanmazsın bilemem, ama yaz aklının bi köşesine.
(Sanki ben anlat demişim gibi hırsla devam) 
-Peki ?
-Ben bir önceki hayatında senin babandım. 
-Ahahahahaha (tutamıyorum kendimi, e ne yapsaydım, aaa cok ilginç mi deseydim !!) 
- Tabi gülersin böyle. Ama bak dinle. Seni ben kazadan önce de görmüştüm. Rüyamda yine .
- Çok affedersiniz, inancınıza saygım var ama şu anda bu muhabbetin gidişi beni iyice rahatsız etmeye, hatta ürkütmeye başladı. Yolcunuza böyle bir huzursuzluk vermek istemezsiniz sanırım.
-Olur mu öyle şey kızım tamam bak susuyorum ama sadece son kez... 
- Lütfen son olsun.
- Ben seni tanıyorum, bu kaza ilk değildi, buna izin verme, bununla sana bir mesaj geldi. O mesajı iyice oku. Anla. Bak bu kartım istediğin zaman da beni ara. 
-Nasıl bu kadar emin konuşabiliyorsunuz? Bu nasıl bir cesaret. Çok kızgınım ama bir yandan da söylediklerinizi merak ediyorum. Hah işte bundan sevmiyorum bu tesadüfleri.

... devam eder





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder