21 Aralık 2013 Cumartesi

Giriş

Başımın dönüyor olması yetmiyormuş gibi çalan şarkı da ışık hızıyla döndürüyordu zamanı. Tansiyon misali, sersemletiyordu! bir 90'lardasın bir 2000'lerde arada 80'lerden bir çocukluk anısı, utançlısından hatta. Böyle olunca zaman mekanı dövüyor resmen. Unutuyorsun bastığın yeri. Zaman uçuyor olsa da sen ondan hızlı uçuyorsun, yere basamıyorsun. Bulutlar iyidir topraktan diyerek kanatlanıyorsun.

Böyle tanımlanmış bir mevcudiyet varsa ya duracak bekleyeceksin, ya da uçurumun kenarında iki tekerlek üzerinde olduğunun farkına varıp dengeye oynayacaksın. Dengesizlik, ansızın olabileceklerle birleşirse düşüş olur. O da bir nevi uçuş gibi gelse de kulağa, değildir işte!
Uçtuğunla kalmaz çakılırsın yine o toprağa.

Olağan ile olması beklenilen arasında düşüncelerimle savaşırken taksi durağına doğru yürüyordum.  Yine o taksi durağından binecektim. İnatla! Baş dönmesi, sıcak, nem fark etmez! Daha fazla yürüyor olsam da o sırada o kazayı düşünecek ders çıkaracak yine de o taksi durağına gidecektim.

Her zamanki gibi tek bir taksi vardı durakta. Bindim! Yol boyunca  fotograf çektim. Yine güneş batışı ve göztepe sahil yolu, keyfime dokunmayın misali.

Her kare yeni bir kaza her kare yine bir hata .. Anımsata anımsata başladım bu hikayemin yoluna ...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder