Yaz ortası evde sıcak ötesi bir pazar. Çeşme'den erken dönmüşüm ,dinlenmek için. Ev dandini, valiz açılacak, çamaşır yıkanacak vs derken daha önce kitabını okuduğum o filme denk geldim. "Ye, Dua Et, Sev" Julia Roberts baş rolde.
Kolay olur, izlerim,uykum gelir, kafa dağıtırım diye düşünerek, takıldım filme. Sözüm ona konuyu biliyorum, sonunu biliyorum ama nafile, bir heyecan bastı beni. Hele kadının o kelimesini bulduğu sahnenin içime serptiği serinlik, ferahlık, aydınlık. Nereye kadar bu derinlik, ne komik bir etkileniş..
Ha neden, sahneler mi mükemmeldi? Oyunculuk mu yıkılıyor ? Müzikler mi? Yok değil.. Kelime bulunmuş daha ne olsun, kadın arayışta.. Durum o sırada aynı ben. Farkımız şu; ben geceleri satın alıyorum, kadın geze geze, hayatının bir dönemini. Aklıma gelmedi değil tabii, alıp başımı çekip gideyim ben de bir yerlere diye. Nereye tabii? İş var, kızım var,sorumluluklar ıvır zıvır ve tabii kıvır.
Neyse başladım yogaya, meditasyona, evren enerji ilişkilerini kurcalamaya. Hafif sıyırmaya yakınken duruldum.
Kabulleniş dönemi geldi çattı.
İstanbul'dayım o hafta, gece bir yere davetliydim. Gittim, eğlendik, yedik içtik derken zaten bir dolu alerji ilacı, kortizon vs kullanıyorum uyku ve kaşıntılar bastırdı, atladım taksiye eve dönüyorum. Bir arkadaşım da bana eşlik ediyor, daha ziyade ben kendisini eve bırakıyorum çünkü sızdı takside. Varlığı yokluğu bir neyse ki.
İstanbul'un Galata'sından Arnavutköy'e doğru yoldayız. Ses seda yok, daracık sokaklarda ilerliyoruz. Arnavut kaldırımı. Derken sol kaldırımda yürüyen biri var. Ben. Yürüyorum, yanımda bir kız çocuğu. Hava ağarıyor birden ve taksideki ben "An" içinde kayboluyorum.
Astral seyahat desem değil, kadın benden daha mutlu, daha güzel, yaz'ı yaşıyor o sırada, üzerinde tiril tiril upuzun bembeyaz çiçekli bir etek, askılı bembeyaz bir bluz, adeta kızıyla uçuşuyor. Ele ele tutuşmuş, kayarak sanki ilerliyorlar kaldırımda. Çok hafifler, taptazeler.
Aklıma film geliyor birden bire, Julia Roberts hayatının kelimesini arıyordu ve bulmuştu ya, ben de aramaya başlamıştım hatta ve işte o An buldum. "Mahalle"
O mahallede uçuşan, titreşen, gülen, mutlu kadın. Ruhum orada takılı kalıyor tabii.
Şimdilerde ise "Mahalle" diye diye, konsantre olmaya başladım zamanla. Mahalle diye diye dengeyi yakaladığım günlerim oldu. Mahalle diye diye arayışlarımı durdurup teslim oldum. Kaybolurum sandığım o Mahalle'de yeniden bir ben VAR oldum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder