14 Mart 2012 Çarşamba

çember sistemi

Ortaokul birinci sınıfta kompozisyon sınavındaki performansım nedeniyle ailem okula çağrıldı.
Disipline veriliyordum. Neden "Türkiye" hakkında olumsuz şeyler yazdığımı sormuşlar?

Kompozisyon sınavı vardı, tabii ki yine konu önceden verilmemişti. O an bir soru sorulmuş, anında aklına gelenleri yazacaksın. Sanki yazmak bu kadar basit.

Soru: Türkiye'yi seviyor musunuz, neden? Böyle bir soruya 12 yaşındaki çocuk da neden sevip neden sevmediğini o 45 dakika içinde yazar ve aman acaba hakkımda ne düşünürler demez.
Ben de öyle yapmıştım.

Hoş ben ülkemi çok seviyorum. Bana ters gelen onca haksızlıklara rağmen, seviyorum. Ama keşke böyle olsaydı dedim diye de disipline çağrılıyorum.

Sormayın o zaman böyle soru! Soracaksanız da giriş gelişme sonuç var mı diye bakın. Anlam bozukluklarını kontrol edin, dilbilgisi hatalarımı düzeltin.

Daha o yıllardan baskıya bak, özgür düşüncemin içine etmeye gel.

Yaş on iki alınan karar: "bir daha da yazmam ben"

Yazmıyorum işte artık. Daha doğrusu yazamıyorum.. O hevesi en baştan yok ettiniz !!!

Tüm söylemek istediklerimi, aklıma gelenleri, benim doğrularımı, olmasını arzu ettiklerimi, haksız bulduklarımı, insafsızca alınmış kararları, ağlatan sadece uzaktan izleyebildiğim olayları yazmıyorum.

Düzen adına mı? Sistem için mi ? Ne düşüneceğim peki? Düşünsem de söyleyemeyecek ve sorgulayamayacaksam en iyisi hiç düşünmesem daha iyi, değil mi?

Dolayısıyla dışındayım çember'in.. Siz de umursamayın yazdıklarımı. Ben sizden değilim.

1 yorum: