27 Aralık 2011 Salı

huyun değişir; ben de yine tıp fakültesi hayallerine dalarım..

Derler ya; hastalandığına değil huyunun değiştiğine yanarım diye; şu huy değişiklikleri beni coşturdu ve bu yazıyı yazdırdı sonunda ..

Hamileyken hesaplardım; bugün şu kadar protein aldım, omega 3'umu arttırdım vs diye; doğumdan hemen sonra sayımlar devam etti, sağ memeden şu kadar emdi, soldayken uyudu, memede kalan 70 cc süt sağıldı 05/08/2007 tarihinde derin dondurucuya atıldı, max 6 ay içinde tüketilmeli ...

Hatta kızım ilk doğduğunda tuttuğum notlara baktım geçen gün; yine hesap kitap dolu : 25 dakika uyudu, 45 dakika emzirdim , 35 dakika uyudu, uyandı .. Zaten hatırladığım kadarıyla ilk ay, 35 dakikadan fazla uyumuşluğu yoktur küçük hanımın.

Bu hesap kitap dönemindeyken şükürler olsun dedim kendime,  matematiğim hep iyiydi okul yıllarında; fakat gel gelelim hastalıklar dönemine.. Keşke daha çok biyoloji çalışsaymışım hatta keşke TIP okusaymışım demeye başladım. Gerçekten acaba doktor olan anne babaların işi daha mı kolay ?

Ben bu ara kayboldum da; pulmicort hesabı, ventolin arası max kaç saat olması gerektiğinden; kalp atışı ve nefes sayımı yapmak , çapraz etkileşen ilaçlar,alerjenler, iğneler, aşılar, dozlar,daha uzar bu liste..

Dünden beri, önce kendimi olmak üzere, Yiğit'i -baba-; Figoş'u -anneanne-, Reyhan'ı sonra tüm Dalya'ya bakan doktorları teker teker suçladım; hepimizi üzdüm biraz da; ama sabrım tükendi işte bir an; hepinizden tekrar özür dilerim ..

Sonuçta hala biraz ihmalkar buluyorum kendimi, keşke tıp okusaydım diye ..





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder