23 Şubat 2016 Salı

ay lav yu

On dokuz yaşındayken çok aşık olmuştum. Sonra ayrıldık.
Facebook yoktu o zaman.
İğrenç hissediyorum;
Hayat bir yalan;
Bana bunlarla gelme;
Gerçekten sevseydin bla bla bla diyebileceğim bir platform yoktu.

Whatsapp'ta yoktu; acaba çevrim içi midir diye bakamıyordum.

Swarm daha portakal suyu bile değildi.
Nerededir acaba, ne yedi ne içiyor ben bi haber!
Çaresizlik had safhadaymış meğer..

Koltukta uzanıp, kolonların kirişleri kestiği köşeleri izler
duvardaki izlere anlam vermeye çalışırken
mideye giren krampların bir rennie ile geçmesini beklerdim.
Nexium ya da lansor çok uzak o zamanlar ..

Şimdi ise çözüm çok.
Ama hala yorum yok; bu gidiş hat nereye ?

Öğrenemeyecek miyiz en çok kendimizi sevmeleri?
Büyümeyecek miyiz hala?
Her şey hani çok komik gelecekti?
O zamanlar öyle demişti Aylin bana;
ileride bu günü hatırlayıp özleyeceksin bu mide kramplarını diye ..

Yok öyle olmadı, beklenmedik zamanda
artık olmaz ki; nerede o eski aşklar derken birden hatırlattı kendini.

Geçmişle barışık, gelecekten bahsetmeden
An'lara ve anılara duacı
hayrına yoruyoruz vardır bir amacı ..

Her gün yeniden doğuyor, hep aynı şeyler mi oluyor derken
içimdeki yeni beni benle tanıştırıyorum.

I love you
hep daha kolay oldu Türkçe'sinden ,

yavaş yavaş
sakin
mutlu ve huzurlu
seni seviyorum.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder