Dün gece Bios Bar'da "Fourinthepocket" konseri vardı. O ne güzel şeydi öyle.
Aç kalmışız desem az kalır susuzmuşuz; kana kana izledik. İzlemedik sadece içine girdik.
Girmekle kalmayıp; daldık. Bildiğin derinlere, neler neler çıktı o denizin dibinden.
En dibe kadar inebildik, tüpsüz hani.
Bunları okuyanlar da diyecek kızım ne içtin sen?
"Sadece 2 bira şekerim" diye sayabilecek kadar da ayıktım.
Müziği ayıklığımla ödüllendirdim, o duyguseli'nde aksi düşünülemezdi ki.
Elif Çağlar'ınki ses değil, haz ! Alp'in bası tam bir taş, beynine kalbine midene vura vura..
Mert davul çalmıyor, insanın aklıyla oynuyor, Çağrı klavyeyi buralarda değil uzayda çalıyor. Bildiğin Mars var ya oradasın etrafta çıt yok bir o sesler dans ediyor rengarenk.Toygun ne yaptı ne etti biz anlamadık, dinleyemedim ben adamı. Baka baka yok oldum, kulağımın ezberi bozuldu, duyduklarıma saygıdan başım öne eğik, yavaş yavaş sallanıyorum sandım ki güzel dans ediyormuşum. İltifat bile aldım.

Ne abarttın be Duygu ?
Ama ne çektim ben dün gece Bios'ta;
fourinthepocket'la ne çektim ..Video çektim tabii; ama sallanamama problemiyle adam akıllı olmamış hiçbiri o da ayrı.. Bknz https://www.youtube.com/watch?v=9ekfqDJrS-Q
Ben biraz özet geçtim, gidiniz, izleyiniz, ruhunuzu sevaba sokunuz; reklam meklam olacak olsun; İstanbul'da Ankara'da orada burada çıkıyorlar işte; google'layınız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder